Esma Yaşar, 22 Kasım 2024
Mahkeme: İstanbul Anadolu 16. Ağır Ceza Mahkemesi
Dosya No: 2023/496
İstanbul’un Sancaktepe ilçesinde 3 Aralık 2015 tarihinde emniyet birimlerine gelen ihbar üzerine Dilan Kortak’ın bulunduğu eve polisler tarafından baskın yapıldı. Baskın sırasında operasyona katılan polisler tarafından ateşlenen silahtan çıkan kurşunlar ile yaşamını yitiren Dilan Kortak’ın öldürülmesine ilişkin davanın İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesi’nin verdiği görevsizlik kararı sonrasında İstanbul Anadolu 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamanın ikinci duruşması 22 Kasım 2024 tarihinde görüldü.
Duruşma Öncesi
Saat 09:20’da duruşma salonun önünde kimse bulunmuyordu. Saat 09:30’da başlayacak duruşmanın saat 10:00’da başlayacağı öğrenildi.Duruşma salonun önünde beklerken duruşmayı izlemek için gelen ÖHD (Özgürlük için Hukukçular Derneği) üyesi bir avukat, Dilan Kortak ailesinin iki avukatı bulunuyordu. Duruşma, daha önce belirlenmiş olan başlama saatinden yarım saat gecikmeli olarak 10:00’da başladı.
Duruşmaya Katılım
Duruşmaya Dilan Kortak ailesinin avukatlarından Av. Ömer Çakırgöz, Av. Bülent Aşa ile Av. Şükrü Alpsoy sanık Yusuf Yavuz Alemdar müdafi Av. Tülay Sinan ve sanık Fatih İnan Bayazit müdafi Av. Büşra Üzmez, sanık Osman Yıldız müdafi Av. Çağdaş Yıldırım katıldı. Duruşma salonunda hiçbir sanık bulunmuyordu ve bir güvenlik görevlisi bulunuyordu. Duruşma salonunun izleyiciler için ayrılmış kısmında polis olduğu düşünülen dört sivil giyimli kişi ve ÖHD üyesi iki avukat bulunuyordu.
Duruşmanın Seyri
Mahkeme başkanı kimlik tespiti yaptıktan ve dosyaya gelen evrakları söyledikten sonra SEGBİS kaydına başlandı.
Tanık M.S.’nin beyanları SEGBİS yoluyla alınmaya başlandı.MS. “Birim ekip amiriz daha doğrusu E.Ö. bölücü terör örgütünün kırsaldan gelip bombalı ve silahlı eylem hazırlandığında olduğunu istihbari bilgilere göre Sancaktepe'de kişilerin geldiğini söylediler. Biz de 19:30 itibari ekibi toplayarak o tarafa doğru intikal ettik. İntikal sırasında bazı şahısların evin dışında, üç şahsı evin dışında efendim. Diğer şahsın evin içinde olduğunu beyan ettiler. Bunun üzerine bağlı bulunan apartmana doğru 20:00 da intikal ettik. Kapının önüne geldiğimizde içerinin ışığının yandığını fark ettik. İçeriden hareketler ve koşuşturmalar başladı. Bunun üzerine kapıyı kırıp içeri girdik. Ben ve E.Ö. sol tarafa doğru salonun salonu aldık. İçeride diğer tarafa doğru da Osman ve Fatih İnan Bayazit intikal ettiler. Daha sonra bizim oda boş olduğu için E.Ö. beni kapının önünde emniyetçi olarak bıraktı. Ben burada kaldım efendim. Bu kadar.” dedi.
Başkan tanığa içeride yaşayanlara dair bilgisinin olup olmadığını, içerinin aydınlık olup olmadığını sordu. Başkan sözünü bitirdikten sonra Katılanlar vekili Av. Çakırgöz usule dair itirazı olduğunu, tanığın elinde bir kağıttan beyanları okuduğunu söylemesi üzerine başkan tanığa elinde kağıt olup olmadığını sordu ve tanık elinde hiçbir şey olmadığını söyledi.
Sonrasında tanık, “Fatih İnan Bayazit şahsa teslim ol diye bağırdığında içeriden karşı taraftan gelen ses teslim olmayacağız. Sloganlar atmaya başladılar efendim. Ben bunların kapının önünden duydum. Daha sonra da sürekli Fatih’in Teslim ol. Teslim ol seslerine silahla karşılık verildi. Ben bunları duydum efendim. Kapının önünde de emniyetçi olarak kaldım. Apartman olduğu için dışarıdan gelebilecek yani vatandaş açısından orayı güvenliğe aldım efendim.” Tanık başkanın sorusu üzerine daire içerisinde beş kişi olduğunu söyledi. Bunların,Fatih İnan Beyazıt, ben, E.Ö., Osman Yıldız ve Yusuf Yavuz Alemdar komiseri olduğunu söyledi.
Başkanın sorusu üzerine, Osman ve Fatih’in maktule doğru hareket ettiğini,kendisinin E. ile birlikte kapıda kaldığını, Yusuf’un emniyetini alarak ilerlediğini, maktulün binanın içerisinde koridorun sağ tarafında olduğunu, beş altı el ateş sesi geldiğini, içeri girmeden bir plan yapmadıklarını, olay öncesinde bir operasyon planlamasının olmadığını söyledi.
Başkan daha önce kendisi hakkında olay ile ilgili şüpheli olarak ifadesinin alındığını söyledi ve önceki ifadesini okudu.Tanık ifadesinin doğru olduğunu söyledi.
Av. Çakırgöz tanığa soru sormaya devam etmesi üzerine tanık “ben bu kadar ayrıntı vermek zorunda mıyım?” diye başkana sordu.
Başkan Av. Çakırgöz’e “İddianın ispatı anlamında soru soracaksınız tabi. İlgisiz sorular gerek yok yani.” dedi. Devamında Av. Çakırgöz’ün sorduğu soruların mahiyetine ilişkin başkan birkaç kez Av.Çakırgöz’e uyarıda bulundu.
Tanığın beyanları ile Av. Çakırgöz’ün sorduğu sorularda verdiği cevaplar arasında dikkat çekici bir husus ortaya çıktı. Av. Çakırgöz “operasyonda kimde ne silah vardı?" sorusuna tanık önce “Hepimizde MP5 var.” dedi. Sonrasında Av. Çakırgöz “Her birinizde sadece birer silah mı vardı?” dedi. Sonrasında “Doğrudur. Tabancamız ve birer silah. Başka silah kullanmıyoruz.” dedi. Av. Çakırgöz “Az önce birer silah var dediniz. Şu anda birer tabancamız bir de bir MP5 'im var dediniz.” sorusunda tanık “Ya bakın şimdi. Bakın şimdi. Olayı yanlış yönlendiriyorsunuz.” Sonrasında “ Ya MP5 ayrı. Silah ayrı. Tabanca ayrı. sen şimdi ne yapmaya çalışıyorsun. Onu da anlamıyorum.” diye cevap verdi. Bu konuda başkan da araya girerek “tanık daha önceki ifadesinin doğru olduğunu söyledi,orda da iki silah olduğunu söylemişti.” dedi.
Av. Çakırgöz tanığa beyanlarına dair sorduğu sorulardan sonra “tanıkların beyanlarının doğruluğunu sınama hakkımız var, çünkü olayla ilgili çelişkiler ve şüpheler bulunuyor. Anayasa Mahkemesi'nin ihlal kararı sonrası, Cumhuriyet Savcısı üç yıl boyunca kararın gerektirdiği şekilde bir soruşturma yürütmedi. Tanıkların ifadeleri ve olay tutanaklarının doğruluğunu sorgulamak, olayın gerçek oluş biçimini anlamamız için kritik. Mahkemenin ara kararına saygı duymakla birlikte, bu sorgulamaya izin verilmesini talep ediyoruz.” dedi.
Av. Aşa tanığa operasyon sırasında yaka kamerası kullanıp kullanmadığını sorması üzerine tanık kullanmadıklarını söyledi.
Tanık başkana “Allaha emanet olun.” diye ayrıldı.
İkinci tanığın dinlenmesi için SEGBİS bağlantısı kontrol edildi ve tanık S.G.’nin kimlik tespiti yapıldı. Ardından mahkeme başkanı AYM’nin vermiş olduğu ihlal kararını tanığa okuduktan sonra tanığın beyanları alınmaya başlandı. Tanık S.G. TEM’de çalıştığını söyledi.
Av. Çakırgöz tanığa “Siz yoldayken istihbari bilgi geldi değil mi,Siz Vatan Emniyetten sonra adrese mi yoksa Sancaktepe Emniyet Müdürlüğüne mi gittiniz?”Tanık S.G. “Net hatırlamıyorum gitmiş olabiliriz. Bizim yerleşkemiz Vatan, adrese geçmeden gitmiş olabiliriz ama detayları hatırlamıyorum."Av. Çakırgöz “Gözaltı yaptığınız kişileri yakaladığında sorgu yaptınız mı?Tanık S.G. “Sadece formlar yapıldı.”Av. Çakırgöz “Olay tutanağına imza attınız mı?”Tanık S.G. “Evet”Av. Çakırgöz “Yani görmediğiniz olaya ilişkin tutanak imzaladınız.”Tanık S.G. “Ayrı tutanak tutulmadı olaya ilişkin genel baştan sona kadar tutanak tutuldu ve imzamı attım.”Av. Çakırgöz “Siz silahlı operasyona katılıyor muydunuz yoksa sadece tutanak mı yazıyordunuz?” Tanık S.G. “İkamet aramalarına katıldığımız oluyor.”
Av. Aşa “Gözaltına alınan sanıkların başında durduğunuz söylediniz.İfadesi alındı mı sözlü olarak ifadesine başvurdunuz mu?” Tanık S.G. “hayır”
Özetle, S.G., İstanbul TEM Şube Müdürlüğü'nde görevliyken bir operasyon kapsamında ekibiyle birlikte bir adrese gitmek üzere hareket ettiklerini, yolda şüphelilerle ilgili bir istihbari bilgi alındığını ve üç kişinin yakalandığını belirtti. Yakalanan şüphelilerin Sancaktepe İlçe Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Büro'ya götürüldüğünü ve kendisinin burada şüphelilerin muhafazasıyla ilgili işlemleri yürütmek üzere geçici olarak bulunduğunu ifade etti. Ancak olayın yaşandığı adrese hiç gitmediğini ve orada meydana gelen olaylara tanık olmadığını vurguladı. Yakalama sürecine ilişkin genel tutanaklara imza attığını, ancak olayın gerçekleştiği adresle ilgili doğrudan bir görgü ya da bilgisi olmadığını belirtti. Şüphelilerle ilgili sorgulama ya da ifade almanın Sancaktepe Emniyet Müdürlüğü'nde yapılmadığını, yalnızca prosedür gereği işlemlerin gerçekleştirildiğini ifade eden tanık, operasyon ekibindeki diğer kişilerin isimlerini ve ekip sayısını hatırlamadığını, ayrıca operasyon öncesi Sancaktepe Emniyet Müdürlüğü’nde toplanıp toplanmadığını net olarak hatırlayamadığını söyledi.
Katılan vekillerinin sorularından sonra mahkeme başkanı tanığın önceki ifadesini okudu ve benzer mahiyette olduğunu söyledi.
Tanık S.G.’nin beyanlarının ardından mahkeme başkanı mübaşire bir sonraki tanığın duruşma salonuna alınmasını söyledi.
Bir sonraki Tanık A.A. duruşma salonuna alınarak kimlik tespiti yapıldı ve sonrasında mahkeme başkanı tanığa olaya ilişkin bilgisini görgüsünü anlatmasını söyledi.
Tanık A.A., olay yeri inceleme uzmanı olduğunu söyledi.
Başkan “Olay yerine olaydan kaç saat sonra gittiniz kaç kişi gittiniz?”
Tanık A.A. “ hatırlamıyorum, 4 kişi gittik.”
Tanık A.A. “Savcı bey ve adli tabip yapıyor biz sadece makbulü fotoğrafını çekiyoruz. Bizden önce bomba imha ekibi girer.”
Av. Çakırgöz’ün sorularını tanığın üst üste hatırlamıyorum demesi üzerine, Av. Çakırgöz mahkeme başkanına “tanığın önceki ifadesi okunursa hatırlayabilir” dedi. Bunun üzerine başkan tanığın önceki ifadesini okudu.
Tanık A.A. özetle,olay yeri inceleme uzmanı olduğunu ve çatışma sonrası olay yerine gittiğini,olay yerine günün nöbetçi Cumhuriyet Savcısı ile birlikte girdiklerini, ilk olarak olay yerinin fotoğraf ve kamera kayıtlarını dışarıdan aldıklarını, ardından savcı talimatıyla bulgulara numara vererek delilleri topladıklarını belirtti. Operasyon sırasında olay yerinde bulunmadığını, sadece çatışma sonrasında durum tespiti yaptığını vurguladı.Olay yerine ulaştığında müteveffa Dilan Kortak’ın cesedinin hâlâ orada olduğunu, ceset ve yakınındaki tabanca ile ilgili detayları hatırlamadığını söyledi. Cesetle ilgili detayların adli tabip ve savcı tarafından ele alındığını belirtti. Operasyonun tamamlanmasından sonra kendilerine bilgi aktarıldığını, müdahale ekiplerinin olay yerini değiştirme imkânı olup olmadığını bilemediğini dile getirdi. Ayrıca, olay yerindeki ikametin dağınık olduğunu ve cesedin pozisyonu gibi ayrıntıları hatırlamadığını ifade etti. Tutanaklara imza attığını ve olayın detaylarının belgelerde bulunduğunu söyledi. Son olarak, bomba imha ekiplerinin kendilerinden önce olay yerine girdiğini belirtti.
Duruşma salonun izleyiciler için ayrılmış kısmında oturan kişilerden biri ile mahkeme mübaşirinin tokalaştığı görüldü.
Tanıkların beyanı sonrasında mahkeme başkanı savcıya mütalaa için söz verdi. Savcı sanık Osman hakkındaki yakalama emrinin devamına, bir önceki duruşmada alınan ara kararlarının akıbetinin sorulmasına ve tüm deliller toplandıktan sonra AYM’nin ihlal kararında işaret ettiği olay mahallinde keşif yapılmasına ilişkin mütalaa verdi.
Savcı mütalaası sonrasında Av. Aşa ve Av. Alpsoy tanık beyanlarına karşı beyanda bulundular.
Av. Çakırgöz beyan ve taleplerini dile getirmeye başladıktan birkaç dakika sonra mübaşir duruşmanın başında SEGBİS’te bağlanılamayan tanığın beyanlarının alınması için hazır olduğunu söyledi.
Mahkeme başkanı bunun üzerine “tanığı dinleyelim sonra talepleri alırız.” dedi.
Tanık M.K. SEGBİS ile bağlanarak beyanları alınmaya başlandı.Olayın yaşandığı apartmanın sahibi olduğunu ve o sırada köyde yaşadığını ancak o dönem çocuklarının yanına İstanbul’a gittiklerini belirtti. 2012-2013 yıllarında daireyi A.İ. adlı kişiye kiraladığını, ancak Dilan Kortak'ın dairede bulunduğundan haberi olmadığını ifade etti. Olay günü İstanbul'a döndüğünde, apartmanda özel harekât ekiplerinin olduğunu, alt kattaki daireye teslim ol çağrıları yapıldığını ve ardından kapının kırılarak ateş açıldığını duyduğunu, güvenlik gerekçesiyle olayın geçtiği daireye girmesine izin verilmediğini söyledi. Kiracısıyla ilişkilerinin sınırlı olduğunu, sadece kira ödemelerini elden aldığını ve kiracısının böyle bir olaya karışabileceğini bilmediğini, olaydan önce herhangi bir hareketlilik fark etmediğini, yalnızca teslim ol çağrıları duyduğunu ifade etti.Olayın yaşandığı apartmanın dört katlı olduğunu ve evde olayda meydana gelen hasarları, mermi delikleri ve değiştirilen kapıların yanı sıra boya ve badana yapıldığını,olay sırasında eşinin ve oğlunun yanında olduğunu, polislerin kapıyı çalıp onları bilgilendirdiğini, silah seslerinin yaklaşık yarım saat sürdüğünü ve operasyon sırasında silah kullanıldığını söyledi. Ayrıca, A.i. ile komşuluk ilişkisi bulunmadığını ve daireyi bir buçuk yıl önce kiraya verdiğini,olay sonrası daireyi kiralamakta zorluk yaşadığını söyledi.
Bu sırada bir güvenlik görevlisi ile bir polisin duruşma salonuna girdi.
Tanık M.K’nın beyanları sonrasında katılanlar vekili Av.Çakırgöz söz aldı.
Sanıkların ve olayda görev alan emniyet görevlilerinin tanık olarak dinlenmesi talep etti. Özellikle tanık M.K.’nin eşi, oğlu ve gelini, ayrıca emniyet görevlilerinden K.S.G. ve K. T. Y.’nin tanık olarak çağrılmasını, olay sırasında görev alan bomba imha ekiplerinin kimliklerinin tespit edilmesi ve helikopter kullanımına dair bilgilere ulaşılmasını talep etti. Ayrıca, helikopterin uçuş saatleri, bölgeleri ve sokak kameralarından alınan kayıtlarla araştırma yapılmasını, kıyafetlerin Adli Tıp’a gönderilmesi için Emniyet'e müzekkere yazılması gerektiği ifade etti. Silahlar ve mühimmatlarla ilgili araştırmaların eksik kaldığı, özellikle sanıklara verilen silahlar ve mühimmatlar hakkında yeniden soruşturma açılması gerektiği belirtti. Son olarak, 2015'teki olayda kullanılan mermilerin hangi silahtan atıldığının tespit edilmesi, balistik raporunun ve daha önceki soruşturmaların eksik olduğunu vurgulayarak, suçlu polislerin derin devlet ve paralel yapılarla bağlantılı olabileceğini söyledi. Av. Çakırgöz’ün sanıkların Fetullahçı yapılanması içinde olduğunu söylemesi üzerine Sanık Yusuf Yavuz Alemdar müdafi Av. Tülay Sinan bu ifadeyi kabul etmediklerini, bunun bu dosya ile ilgisi olmadığını söyledi.
Bunun üzerine başkan Av. Çakırgöz’ bir önceki duruşmada da benzer söylemlerde bulunduğunu böyle bir iddiası varsa suç duyurusunda bulunmasını, dava konusu ile sınırlı yargılama yapıldığını söyledi.
Av. Çakırgöz ithamda bulunmadıklarını sanıklar hakkında FETÖ’den kesinleşmiş mahkeme kararları olduğunu söyledi. Devamında “Sanık polis memurlarıyla ilgili verilen terör örgütü üyeliği ile ilgili bir karar söz konusu ve bizde zaten olayın basından bu yana bu kişilerin gerçekten kolluk görevlileri olarak bir görev mi icra ediyorlar yoksa amaç ve niyetleri kendi üst amirleriyle birlikte Türkiye'yi uçuruma mı sürüklemek olduğu konusunda şüphelerimiz bulunduğunu belirtmiştik ve buna yönelik olarak da ek soruşturma açılması yönünde talebimiz var.” dedi.
Sanık Yusuf müdafi Av. Tülay Sinan; helikopterin olayla, özellikle maktulün ölümüne dair, hiçbir ilgisi olmadığını söyleyerek bu talebin reddini, olayda yer alan herkesin silah ve mühimmatlarının dosyaya gönderilmesi talebinin reddedilmesini talep etti. Katılan tarafın sanıkların tutuklanması talebine ise, olayın üzerinden on yıl geçtiğini ve sanıkların kaçma girişiminde bulunmadıklarını, delillerin karartılmadığını belirterek, tutuklama talebinin reddedilmesini istedi.
Sanık Fatih müdafi Av. Büşra Uzmez; tanık beyanlarında aleyhe olan hususları kabul etmediklerini belirtti. Müvekkilinin kaçma şüphesi olmadığını, kendisinin duruşmalara güvenlik nedeniyle katılmadığını ve izah etmek için avukatları aracılığıyla süreci takip ettiğini ifade etti. Ayrıca, keşif talebinin olayın üzerinden on yıl geçtiği için bir yenilik katmayacağını düşündüklerini belirtti. Olay yeri inceleme raporlarının ve daha önce yapılan analizlerin yeterli olduğunu vurguladı. Katılan vekillerinin, tanıkların ifadelerinin tekrar alınmasını talep etmelerinin de olayla ilgili yeni bir bilgi getirmeyeceğini, çünkü mevcut beyanların olayla ilgili bilgilere sahip olmadığını düşündüklerini dile getirdi. Bu nedenle keşif talebinin reddedilmesini talep etti. Diğer talepler konusunda ise mahkemenin takdirine bırakıldığını belirtti.
Sanık Osman müdafi Av. Çağdaş Yıldırım; aleyhe hususları kabul etmediğini söyledi.
Avukatların beyanları sonrasında başkan 11:40’ta karar vermek için beş dakikalık ara verdiğini söyledi. Heyetin ara vermesi üzerine mahkeme heyeti ile savcı duruşma salonundan ayrıldı ve izleyiciler duruşma salonunda kalmaya devam etti.
Mahkeme ara kararlarını açıklamak üzere beş dakikalık ara vermişse de yaklaşık yirmi dakikalık aranın ardından mahkeme heyetinin duruşma salonuna gelmesiyle duruşmaya 12:03’de devam edildi.
Ara Kararlar
- Sanık Osman hakkında çıkarılan yakalama emrinin devamına,
- İzmir 1. Çocuk ACM’ye yazılan müzekkerenin tekidine,
- AYM’nin ihlal kararında belirtilen tanıkların adreslerinin araştırılarak zorla getirilmesine,
- Daha önce davetiye gönderilip gelmeyen tanıkların beyanlarının alınması için zorla getirilmesine,
- AYM’nin ihlal kararında değinilen mahallinde henüz keşif yapılmamış olması dikkate alınarak sanıklar Fatih ve Yusuf hakkında yurt dışına çıkamamak şeklinde adli kontrol tedbirinin uygulanmasına,
- 25. Ağır Ceza Mahkemesi ve İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesinin ilgili dosyaların fiziki olarak gönderilmesinin istenmesine ve bu dosyalar incelendikten sonra AYM’nin ihlal kararı dikkate alınarak kovuşturmanın genişletilip genişletilmeyeceği ya da suç duyurusunda bulunup bulunulmayacağına karar verilmesine, şimdilik suç duyurusunda bulunma talebinin reddine,
- İstanbul Emniyet Müdürlüğüne olay esnasında polis helikopteri kullanılıp kullanılmadığına ilişkin bilgi istenmesine,
- Tanık M.K.’nin beyanı dikkate alınarak oğlu ile gelinin bir sonraki duruşmada hazır edilmesine,
- Emniyet müdürlüğüne müzekkere yazılarak suç tarihinde olay yerine bomba imha ekiplerinin görev alıp almadığı, almışsa isimlerinin ayrı ayrı bildirilmesinin istenilmesine isimleri bildirildiğinde duruşma günü beklenmeksizin suç tarihi dikkate alınarak mahkememizde duruşma günü hazır edilmesi için zorla getirtilmesine, tanıklar mahkememiz yargı çevresi dışındaysa ilgili ACM’ye talimat yazılarak duruşma gün ve saatinde SEGBİS salonunda hazır edilmesinin istenilmesine,
- İstanbul İl Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılarak hakkında takipsizlik kararı verilen şüphelilere suç tarihinde operasyon öncesi verilen tabancaların cinsi, markası mühimmatları ve adedi ile operasyon sonrasında tarafından teslim edilen mermilerin cinsi ve miktarına ilişkin varsa tutulmuş tutanak, belge bunların onaylı bir suretinin gönderilmesinin istenilmesine,
- Dilan Kortak’a ait olay zamanında üzerinde bulunan eşyaların Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesine gönderilerek atışların yakın, bitişik, uzak atış olup olmadığı hususunda ayrıntılı rapor aldırılmasına ilişkin müzekkereye cevap verilmediği dikkate alınarak müzekkerenin tekidine,
- Tanık S. ile birlikte yakalanan tanık K.T.’nin açık kimlik ve adres bilgilerinin bildirilmesi için İstanbul İl Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına, cevap geldiğinde zorla getirilmesine,
- Tanıklar dinlendikten ve Adli Tıp Kurumuna yazılan yazı cevabı gelmesinden sonra mahallinde dosyada mevcut kamera görüntülerinin olay yerinde uygulanarak uzman bilirkişi vasıtasıyla keşif yapılmasına, şimdilik keşif yapılmasına yer olmadığına,
- Sanıkların tutuklanmasına ilişkin taleplerin reddine karar verildi.
Bir sonraki duruşma 18 Nisan 2025 günü saat 100:00’da yapılacak.